Biz Türkler, tarih sahnesine yeni çıkmadık. Tarihin gördüðü üç büyük imparatorluktan biri olan Osmanlı İmparatorluðunun varisiyiz. Üç kýtaya yayýlan kuvvetli zamanlardan sonra gücümüzü yitirdiðimiz dönemler oldu.
Tarih bir maddi ve manevi deðerler birikimidir. Bu birikimde yükseliþ ve çöküþ devirlerimizin sýrlarý gizlidir. Bu sýrlar geçmiþ için olduðu kadar gelecek için de önemlidir.Çünkü bu þifreler çözülmedikçe,Türklüðün geleceðini açacak anahtarý bulmak mümkün deðildir. Elbette geçmiþ, yaþadýðýmýz günün deðil,kendi þartlarý içinde ele alýnmalýdýr. Ancak böylece tarih, geçmiþin deneylerinden çýkan ýþýk ile geleceðimizin karanlýðýný aydýnlatýr.
Osmanlýnýn çöküþ dönemi olan 19.yüzyýl, acý,kan ve gözyaþýmýz ile doludur. Bu dönemde yaþanýlan felaketlerin sebeblerinin mutlaka bilinmesi gerekir. Ancak bu sebebler bilinirse gelecekte huzurlu,güvenli bir topluma sahip olmamýz mümkün olabilir..
Özellikle 1876 de baþlayýp 1922 ye kadar süren devrede Türkiye’nin düþmanlarý planlý,kararlý ve sabýrlý olarak Türkiye’yi bölmeye ve yýkmaya çalýþmýþlar,Türkleri Tuna ve Adriyatik’ten, Meriç çizgisine çekilmeye zorlamýþlardýr . Türkiye bu dönemde kendisini hazýrlanan tuzaklardan kurtaramamýþtýr.Bunda bizdeki ihanetler,yeteneksizlikler olduðu kadar bizi haritadan silmeye kararlý düþmanlarýmýzýn birliði rol oynamýþtýr.(1)
Rumeli’ni kaybýmýz tarihimizin en büyük olaylarýndan biridir. Dikkatle ibretle incelenmeli ve dersler çýkarýlmalýdýr.
Türkler 500 yýl oturduklarý Rumeli’ni neden ve nasýl kaybetti?
Türkler Rumeli’ni iki safhada 1876-1877 Türk-Rus Savaþýnda ve 1912 -1913 Balkan Savaþlarýnda kaybetti.
Rumeli’nin kaybýnýn modeli ‘Yunan Ayaklanmasýdýr’ 1821 yýlýnda bir Osmanlý topraðý olan Güney Yunanistan’daki Mora’da bulunan Türkler üzerine genel bir saldýrý yapýldý.Bu saldýrýda Yunanlý çeteciler ve Yunanlýlar bir ay içinde 15.000 Türkü öldürdü.Yunan ayaklanmacýlarýn amacý, bir millet yaratmak için kendilerine engel olan Türkleri ortadan kaldýrmaktý.Türkler bu ýsyaný söndürecek güce sahiptiler fakat bütün Batý dünyasý Yunan çetelerine yardým ettiler. Bu ayaklanamadaki Yunanlýlar Batýlý sanatçýlarýn konusu oldu ama mazlum Türkler görmezden gelindi.
Yunanistan’daki Türklerin imha edilmesi savaþ zamanlarýnýn olaðan kayýplarý deðildi.Türklerin hepsi,kadýn ve çocuklarla birlikte,Yunan çetecilerince öldürüldü. Ýþlenen cinayetlerin hepsi, hesaplý kitaplý siyasal eylemler idi.
Halbuki Osmanlý Saltanatýnýn sýnýrlarý içindeki Hýristiyanlar dilleri,dinleri ve kiliseleri ile korunmuþlardý. Eðer Fatih,Kanuni veya Selim:
Ya Hýrýstiyanlarýn hepsi Müslüman olacaklardýr, yahut hiçbirine bu ülkede yaþama hakký vermiyeceðiz ,demiþ olsalardý,onlarý bu kararlarýndan alýkoyabilecek hiç bir dünya kuvveti karþýlarýna çýkamazdý. Osmanlýlar hýristýyanlarýn eskiden yaþadýklarý yerlerde kalmalarýna katlandýlar. Onlarýn varlýklarýný sürdürmelerine ve dillerini geleneklerini korumalarýna izin verdiler.’’Eðer Türkler böyle hoþ görülü olmasa idiler 19.yüzyýl Türkleri kendi yerlerinde ve yurtlarýnda yaþamayý sürdürüyor olabilirlerlerdi’’
Yunan ayaklanmasý modeli 2 Mayýs 1876’da Bulgarlar tarafýndan da uygulandý. Osmanlý ordusu Bulgar isyanýný bastýrdý. Fakat Ruslar Osmanlý Devletine savaþ ilan etti. O zamanki yeteneksiz Türk devlet adamlarý da bu savaþýn çýkmasý için ellerinden geleni yaptýlar.
1877-1878 Türk-Rus Savaþý (93 Harbi)
Ruslarýn 24 Nisan 1877 de Türkiye’ye savaþ ilanýndan sonra Ruslar 26 Haziran 1877 de Ziþtevi yakýnýndan Tuna vilayetine girdi. Ondan sonra sistamatik olarak Türkleri imha hareketi yürütüldü. Ruslar ,sivil halkýn malýnýn mülkünün talan edilmesini, yakýlýp yýkýlmasýný savas tekniðinin bir aracý olarak kullandýlar.Böylece evler ve tümüyle köyler Ruslarla Bulgarlar tarafýndan yakýlýp yýkýldý. Sýðýrlar ve bütün taþýnýr mallar gasbedildi. Bulgaristan’da Türk varlýðý gerçek anlamda silindi.
1877’de Bulgaristan’daki müslüman nüfus 1.501 883 idi. 1879’da bu nüfustan 515.000 ‘i Osmanlý Devletinin elindeki bölgelere ulaþtý. Sivil halktan 260.000 ‘i bu savaþta ölmüþtür. Yani imha edilmiþlerdir.
‘’Ölüm ve Sürgün’’ isimli eserinde 19.yüzyýlda Balkan ve Kafkasya’da milyonlarca Türk ve Müslümanýn öldürülmesi ve tehcirini inceleyen Prf.Dr. Justin McCarty Bulgaristan’da bu savaþta olanlarý: ‘’Can kaybý ve kitlesel olarak çekilen çile bakýmýndan Bulgaristan’dan yapýlan müslüman sýðýnmacýlar göçü tarih boyunca görülenler arasýnda en dehþet verici olanlardan biridir.’’ demektedir.Ruslarýn ve Bulgarlarýn giriþtiði kýyým eylemleri Türklerin kaçýþýnýn temel zorlayýcý nedeni idi. Haklý olarak duyduklarý korkularý yurtlarýndan olabildiðince çabuk ayrýlmaya yanlarýna ancak kaðný arabalarýna yükleyebilecekleri nesneleri alarak hemen yola çýkmaða zorlamýþtý. Çok sayýda Türk sýðýnmacýnýn arkasýndan hýzla ilerleyen Rus ordusu kollarý onlarý yetiþip yakaladý. Bu sýðýnmacýlara çok kez yollarda Kazaklar ve Bulgarlar saldýrýda bulundu.Soyulup soðana çevrilme ve ýrza geçirilmesi olaðandý.(2)
Savaþýn baþýnda Bulgaristan’ýn nüfusunun yarýya yakýnýný Türkler oluþturuyordu. Bazý vilayetlerde çoðunluk onlardaydý. Savaþýn sonunda bir milyon Türk evlerinden barklarýndan sürüldü,öldürüldü. Savaþtan sonra Türk nüfusunun yarýsý artýk Bulgaristan’da yaþamýyordu.
Rumeli’den Türk Göçlerini eserinde inceleyen degerli araþtýrmacý diplomat Bilal Þimþir, Bulgaristan’dan bu savaþta Türkiye’ye ulaþabilen Türkler hakkýnda : ‘Panslavistlerin önceden planladýklarý ‘soykýrým(genosýd) hareketinden mucize kabilinden kurtarýlabilen ‘kýlýç artýklarý’ demektedir.(3)
Osmanlýlar, 1876-1877 savaþýndan daha hýzlý,daha büyük yenilgiye Balkan Savaþlarýnda uðradýlar.Bu savaþlar 2500 yýllýk Türk tarihinin en büyük felaketlerinden biridir.Devlet adamlarýmýzýn gaflet ve yanlýþlarý akýl almaz boyutlara ulaþtý. Orduda particilik ve iç didiþme ile Türkler birbirine girmiþti.Yetersiz,tecrübesiz,bilgisiz, devlet adamlarý Sultan Abdülhamid’i tahttan indirip, Osmanlý Parlemontosunu açtýlar.Fakat bu meclisin çoðunluðu gayri Türk idi ve ve bu vekiller devlete sadýk deðillerdi.Ýçlerinde yabancý devletlerin ajaný vekiller vardý. Ittihatçýlar Hýristýyan çetecileri affeti ve Balkanlýlarýn kendi aralarýndaki en büyük sorun olan kiliselerin kendi aralarýndaki anlaþmazlýðýný çözdü.Bundan sonra Sýrbistan,Karadað,Bulgaristan ve Yunanistan Osmanlý Devletine karþý birleþti.
1912-1913 Balkan Savaþlarý :
Savaþ baþlamadan önce Osmanlý Balkanlarýnda müslümanlar nüfus bakýmýndan en büyük toplumdu. Balkan Savaþlarý Osmanlý Avrupasý ülkelerinde kimin egemen olacaðý ve oralarýn nüfusunun kimlerden oluþacaðý sorusunu çoðunluðun egemen olmasý gerekir ilkesinden hareket ederek deðil, silah zoruyla çözümledi.Birinci Balkan Savaþýnda asker sayýsý yönünden bire karþý iki oranýnda düþmanla dövüþmeleri ve Libya’da hala Ýtalya ile savaþmakta olmalarý ve Yunan donanmasý yüzünden deniz yoluyla ulaþým yapamamalarý yüzünden eski vilayetleri Osmanlý Devletini yendiler.
1877-78 Türk-Rus savaþý Rusya’nýn eli altýnda yapýlmýþtý.Rusyanýn amacý,Balkanlarda müslümanlardan arýndýrýlmýþ Rus çýkarýnýn ön kalesi iþlevini görecek bir Bulgar devleti yaratmaktý.Balkan savaþýnda ise Yunanistan,Bulgaristan, Karadað ve SýrbistanIn her biri Osmanlýya karþý savaþ yürüttü.
Bulgar,Sýrp ve Yunanlýlar gerek düzenli ordu birlikleri gerekse çeteler olarak sivil müslüman-Türk ahaliye karþý çoluk çocuk,kadýn yaþlý demeden bir imha savaþý yürütmüþtür.Talan,soygun,iþkence,cinayet ve tecavüzle Balkanlardaki Türk izi kökünden silinmek istenmiþtir.
Bu savaþlarda 413.000 müslüman Türk evlerini barklarýný býrakarak Osmanlý Devleti bölgelerine ulaþmýþtýr.1911 de Balkanlarda 2.315.293 Müslüman yaþýyordu.Kalan müslüman nüfus 870.114 dür.413.000 göç ettiðine göre 632.408 sivil imha edilmiþtir.
Bütün bu saldýrýlar,tecavüzler,yaðmalar,cinayetlerin nasýl olduðu belgelere dayanmaktadýr.Düzmece olay ve belgelerle Ermeni meselesini dillerine dolayanlar milyonlarca Türkün kanýný, canýný, malýný,topraðýný kaybetmesini önemli bulmamaktadýr. Hangi demokrasi ve insan haklarý þampiyonu Batý Ülkesi ve parlamentosu o zaman veya þimdi kesinlikle bir soykýrýmý olan bu savaþlar hakkýnda bir karar almýþtýr. Balkanlar’da milyonlarca Türk öldürülürken ve yüzlerce yýldan beri oturduðu topraklardan atýlýrken insan haklarý savunucusu Avrupalýlarýn sesi niye çýkmadý? Þunu bilelim. Avrupa, Türk’ü Haçlý Seferlerinden beri bir tehdid olarak görmektedir. Bu nedenle, Türk dün de,bu gün de Avrupa da ailesinden sayýlmamaktadýr. Türkler ne yaparsa yapsýn dün de bu gün de Avrupa’ya yaranamamaktadýr.
Rumeli’nin kaybýnda olduðu gibi, Anadolu’ya sýðýnmýþ Türk milleti üzerine de tuzaklar,bölme,yýkma planlarý yürürlüðe konmuþtur.
______________________________________________________________
1)Yýlmaz Öztuna,Rumelini Kaybýmýz,Ötüken,1990
2)Justýn McCarty,Ölüm ve Sürgün,Ýnkýlap Kýtabevi,2003
3)Bilal Þimþir,Rumeli’den Türk Göçleri,TKAE,1967
BALKANLARDA TÜRK SOYKIRIMI VE GÖÇÜ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder